Hz. Ömer’in Tavrı ve Koronavirüs Tedbirleri

Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkan ve tüm dünyayı saran “Koronavirüs” ile ilgili sosyal medyada çokça dolaşan Hz. Ömer’in “Allah’ın kaderinden, yine Allah’ın kaderine kaçıyoruz” rivayetinin tamamını zikrederek yazımıza başlayalım:

İbni Abbas (r.ahuma)’dan rivayet edildiğine göre, Hz. Ömer (r.a) Şam’a doğru yola çıkmıştı. Serg denilen yere varınca, kendisini orduların başkumandanı Ebu Ubeyde b. Cerrah ile komuta kademesindeki arkadaşları karşıladı ve ona Şam’da veba hastalığı baş gösterdiğini haber verdiler. Ömer (r.a), Abdullah b. Abbas’a:

-Bana ilk Muhacirleri çağır, dedi.

Hz. Ömer(r.a) onlarla oturup konuştu ve Şam’da veba salgını bulunduğunu kendilerine bildirdi. Onlar nasıl hareket edilmesi gerektiğinde ihtilaf ettiler. Bazıları:
-Sen belirli bir iş için yola çıktın, geri dönmeni uygun bulmuyoruz, dediler. Bazıları da:
-Müslümanların kalanı ve Hz. Peygamberin ashabı senin yanındadır. Onları bu vebanın üstüne sevk etmenizi uygun görmüyoruz, orada salgın hastalık var, dediler.

Bunun üzerine Hz. Ömer (ra):

-Gidebilirsiniz, dedi. Daha sonra Abdullah b. Abbas (r.anhuma)’a :

-Bana Ensar’ı çağır, dedi. Onlar da Muhacirler gibi benzer sözler söylediler. Hz. Ömer (r.a):

-Siz de gidebilirsiniz, dedi. Hz. Abdullah (r.anhuma)’a tekrar:

-Bana Mekke’nin fethinden önce Medine’ye hicret etmiş olan Kureyş Muhacirlerinin yaşlılarını çağır, dedi.

Onlardan iki kişi bile ihtilaf etmedi ve hepsi:
-İnsanları geri döndürmeni ve bu hastalığın olduğu yere gitmemeyi uygun görüyoruz, dediler.

Bu defa Hz. Ömer (r.a) herkese seslenerek:

-Ben sabahleyin dönüş hazırlığına başlıyorum, siz de hayvanlarınıza binmiş olun, dedi.

Ebu Ubeyde b. Cerrah (r.a):

-Allah’ın kaderinden mi kaçıyorsun? diye sordu. Hz. Ömer (r.a):

-Keşke bunu senden başkası söyleseydi ey Ebu Ubeyde! dedi. Zira Ömer (r.a) Ebu Ubeyde’ye muhalefet etmek istemezdi. Ve sözüne şöyle devam etti.

-Evet, Allah’ın kaderinden yine Allah’ın kaderine kaçıyoruz. Ne dersin, senin develerin olsa da iki tarafı olan bir vadiye inseler, bir taraf verimli diğer taraf çorak olsa, verimli yerde otlatsan Allah’ın kaderiyle otlatmış, çorak yerde otlatsan yine Allah’ın kaderiyle otlatmış olmaz mıydın?

Tam o esnada bir takım ihtiyaçların karşılamaz için ortalarda görünmeyen Abdurrahman b. Avf (r.a) çıkageldi ve:

-Bu hususta bende bilgi var, Rasulullah (s.a.v) Efendimizin:

-“Bir yerde veba olduğunu işittiğinizde oraya girmeyiniz. Bir yerde veba ortaya çıkar, siz de orada bulunursanız, hastalıktan kaçarak oradan dışarı çıkmayınız” buyururken işittim, dedi.

Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a) Allah’a hamd etti ve oradan ayrılıp yoluna devam etti. [1]

Yukarıda belirtilen, Hz. Ömer (r.a) zamanında meydana gelen taun salgını tarihte “Amvas Taunu” olarak geçer ve bu taun sebebiyle 25.000 ila 30.000 arası kişinin vefat ettiği rivayet edilir.[2] İbni Esir Taun  hastalığını tarif derken, “Havayı, mizacı, bedeni ifsad eden (bozan ) umumi bir hastalıktır” der.[3] Bu sebeple taun hastalığına yakalananların nefeslerini de sakınmaları gerekmektedir.

Bu haliyle Taun hastalığı ile “Koronavirüs” salgını arasında benzerlikler bulunmaktadır. Hz. Ömer (r.a), yola devam etmek veya Medine’ye dönmek konusunda istişare yapmak üzere sırayla Muhacir, Ensar ve Kureyş muhacirlerini çağırarak kendileriyle veba hakkında istişarelerde bulunduğu rivayette belirtilmiştir.

Bu bize, “Koronavirüs salgınını yönetmek üzere Sağlık Bakanlığının kurmuş olduğu kurulların (Bilim Kurulu ve Toplum Bilimleri Kurulu) ne kadar önemli ve değerli olduğunu işaret etmektedir.

Hz. Ömer (r.a), nasıl ki veba hakkında ne yapılması gerektiğini Muhacir, Ensar ve Kureyş muhacirlerine sormuş ise bugün de idari mekanizma, işinin ehli olan kişilere ne yapılmasını gerektiğini soruluyor ve buna göre tedbirlerini alıyor. Şüphesiz, söz konusu kurulların tedbir tavsiye ve kararlarını Hz. Ömer (r.a)’in tavrından bir pay çıkararak bakmakta fayda hasıl olacaktır. Nihayetinde söz konusu kurulların yaptığı şey uzman nazarıyla yapılmış bir istişaredir.

Hz. Ömer (r.a) salgın karşısında nasıl hareket etmemiz gerektiği hususunda bizlere örnek olmuş, salgının bulunduğu yere gitmememiz gerektiğini “Allah’ın kaderinden yine Allah’ın kaderine kaçıyoruz”  sözüyle açıklamıştır.

Hz. Ömer (r.a)’in ifadesinin günümüzdeki karşılığı 31 ilimizde uygulanan giriş – çıkış yasaklarıdır. Yine ülkemizde alınan tedbirlere bakıldığında alınan bütün tedbirlerin Rasullah (s.a.v)’ın da tavsiyeleri olduğunu yukarıda belirtilen hadisten anlamaktayız. Bu da bizlere şunu göstermektedir; Nasıl ki bu ümmet farklı zamanlarda ortaya çıkan taun salgınlarına karşı Rasullah (s.a.v)’in tavsiyeleri doğrultusunda hareket ederek mücadele etti ise, ümmetin basiretli davranması sonucunda “Koronavirüs’ün de üstesinden gelmeye muvaffak olacağız.

Mühim olan devletimizin uygulamış olduğu tüm tedbirlere uymamız ve bu konuda etrafımızdakileri bilinçlendirmemizdir.

Mevla bizleri her daim Rasullah (s.a.v) izinden giden kullarından eylesin .

Amin.

Mutlu Maruf yazdı.


 

[1] Buhari, Tıb, 30; Müslim, Selam, 98

[2] İbn Kesîr, VII, 79 vd

[3] İbnü’l Esîr, el-Kâmil fi’t-Tarih Cilt 2 sahife 558-561

Mutlu Maruf
Musellem.net yazarı. Aslen memur.