Dârulmesnevî Tekkesi Ve Kütüphanesi

Mesnevî okunması için tesis edilmiş olan ve bir diğer adı Mesnevîhâne olan bu külliye, İstanbul’un Fatih ilçesi Çarşamba semtinde, kendi isminin verildiği sokakta bulunmaktadır. Birçok bölümü yıkılmış olan ve mescid, derviş hücreleri, şadırvan, cümle kapısı, çeşme, mutfak, selâmlık dairesi ve kütüphane gibi yapılardan oluşan külliye 1844 tarihinde inşa edilmiştir. Cümle kapısı üzerindeki, Ali Haydar Bey’in ta‘lîk hatla yazdığı kitabe tekkenin inşâ tarihini vermektedir.

Dârulmesnevî, özgün kullanımını kaybetmiş olup şu anda mescid dışında faal bir kısmı bulunmamaktadır. Avlusunda bulunan sarnıç, kuyu bileziğin kitabesine göre 1852 yılında II. Mahmud’un başkadını Nevfidan Hatun tarafından  yaptırılmıştır. Kapının hemen yan tarafında ise bânî Mehmed Murad Efendi’nin türbesi bulunmaktadır.[1]

Mehmed Murad Efendi’nin Türbesi

23 Muharrem 1203 (24 Ekim 1788) tarihinde İstanbul’un Çarşamba semtinde dünyaya gelen Şeyh Mehmed Murad Efendi, aynı semtte bulunan Murad Molla tekkesi şeyhlerinden Abdülhalim Efendi’nin (ö. 1815) oğludur.[2] Sultan Ahmed Camii cuma vâizliği de yapan Mehmed Murad Efendi, isim benzerliğinden dolayı Murad Molla Külliyesi’nin bânisi Rumeli Kazaskeri Mehmed Murad Molla (ö. 1778) ve Eyüp’te bulunan nakşibendî tekkesi postnişini Şeyh Murad Buhârî (ö. 1720) ile karıştırılmaktadır. Mâ Hazar isimli eserinin son kısmındaki hâl tercemesinde hayatıyla ilgili geniş bilgi yer almaktadır.

Mehmed Murad Efendi’nin İcazeti

Küçüklüğünden itibaren alimlerle ve kitaplarla içiçe olan Mehmed Murad Efendi babasının vefatından sonra Murat Molla Tekkesi meşihatına geldiğinde de kıymetli alimlerden ilim tahsiline devam etti.

Arapça ve Farsça dillerinde söz sahibi, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin Mesnevî’sini okutmada tam ehliyetliydi. Mehmed Murad Efendi’nin Mesnevî üzerine şerhlerden yaptığı bir derleme çalışması vardır.[3] Ayrıca Ferîdüddîn Attâr’ın Pendnâme’sine Mâ Hazar isminde bir şerh yazmıştır. Diğer eserleri ise şunlardır: Vekâyi‘nâmeKâvâid-i FârisiyyeDîvânMesmû‘âtMektûbâtMefâtîhu’d-Dürriyye TercümesiŞerh-i Tuhfe-i Şâhidî[4]Mu‘înü’l-Vâ‘izîn.[5]

Mâ Hazar (Müellif Nüshası)

Mesnevî öğrenimine çok önem veren Mehmed Murad Efendi kitabın tedrîsi amacıyla Dârulmesnevî’yi inşâ etti. 9 Muharrem 1261 (18 Ocak 1845) Cuma günü Sultan Abdülmecid’in de katıldığı bir törenle külliye açıldı. Ertesi gün 10 Muharrem olması sebebiyle açılışta Mehmed Murad Efendi Ehl-i Beyt’e dair Şûrâ sûresinin 23. âyetinin[6] tefsirini yaptı. Murad Molla Tekkesi’nde Mehmed Murad Efendi’den Mesnevî dersleri alan Cevdet Paşa’ya da Dârulmesnevî’nin açılış merasiminde mesnevîhanlık icâzeti verildi.[7]

İstanbul’daki son mesnevîhâne olan Dârulmesnevî açıldıktan sonra burada Osmanlıca, Arapça ve Farsça dillerinde kaleme alınmış edebî eserler okutulmaya başladı. Daha önce birçok kitabını Murad Molla Kütüphanesi’ne vakfeden Mehmed Murad Efendi, burada kitaplarını koymak için bir kütüphane kurdu. Kütüphaneye talebelerin istifade etmesi için yüzlerce yazma eser vakfetti. Ayrıca Mehmet İzzet Efendi gibi bazı zatlar da kütüphaneye yazma eserler vakfettiler.

Mu’înü’l-Vâ’izîn (Müellif Nüshası)

Dârulmesnevî, açılışından itibaren 1925 yılında tekkelerin kapatılmasına kadar bütün yapılarıyla hizmet vermeye devam etti. Bu tarihten sonra bazı bölümleri bakımsızlıktan dolayı harap oldu. Bu kısımlara bir imam meşrutası inşa edildi. Mescid bölümü 1968 yılında onarıldı ve 2014 yılında restore edildi. Tekkelerin kapatılmasından sonra Dârulmesnevî Kütüphanesi’nde bulunan kitaplar yakınındaki Murad Molla Kütüphanesi’ne nakledildi. 1954 yılında ise -şu anki kayda göre- kütüphanede bulunan 472 yazma ve 104 basma olmak üzere toplam 576 eser Murad Molla Kütüphanesi ile beraber Süleymaniye Kütüphanesi’ne nakledildi.

Mescid Kapısı

Nakşibendi şeyhi Beyzâde Mustafa Efendi (ö. 1199/1785), halifesi Abdülhalîm Efendi, Mehmed Murad Nakşibendî ve onun oğlu Mehmed Arif Efendi’nin (ö. 1889) kitapları Dârulmesnevî ve Murad Molla kütüphanelerinde bulunmaktadır. Dârulmesnevî kütüphanesinde bulunan bazı kıymetli yazmalar dikkat çekici niteliktedir. Beyzâde Mustafa Efendi’nin icazetleri, İmâm Tirmîzî’nin eş-Şemâilü’n-Nebeviyye’si[8] ile Risâle-i Kuşeyriyye[9] gibi önemli eserlerin yazma nüshaları bulunmaktadır. Ayrıca kütüphanede Memlûkler döneminden kalma eserler de bulunmaktadır.

Kütüphanede müellif nüshaları bulunan eserler şunlardır:

  • Sûdî Ahmed Bosnevî’nin (ö. 1007/1598) İbnü’l-Cezerî’nin el-Mukaddime’sine yazdığı şerh (nr. 46).
  • Elfâz-ı küfürle alâkalı kaleme alınmış olan Risâletü Bedri’r-Reşîd şerhinin Mustafa b. Abdullah er-Rûmî tarafından yapılan tercümesi (nr. 248).
  • Şuûrî Hasan b. Abdullah’ın kaleme aldığı Pendnâme-i Attâr Şerhi (nr. 375).
  • Musannifek’in (ö. 875/1470) Kasîde-i Bürde üzerine yazdığı şerh (nr. 394).
  • Mustafa Müstakim Niyazi Efendi’nin (ö.1187/1771) es-Sülûkü’l-Kavîm ve’s-Sırâtu’l-Müstakîm isimli eseri (nr. 472).
  • Molla Alî el-Kârî’nin (ö. 1014/1605) Şerhu’l-Erba‘îni’n-Neveviyye’sine İstanbullu İsmail Efendi tarafından yazılan el-Mübînü’l-Mu‘în li Fehmi’l-Erba‘în ismindeki muhtasar (nr. 562).
  • Beyzâde Efendi’nin mecmûası (nr. 691)
  • Dîvânu Sâib et-Tebrîzî (nr. 823)
  • Riyâzîzâde Abdüllatîf Efendi’nin (ö 1078/1668) Cevâhiru’l-Cevherî isimli eseri (nr. 1053).[10]
Devr-i Hamîdî Kataloğu

Bunlar dışında,  müellif nüshalarından nakledilmiş, üzerinde icâzet, semâ‘ ve mukâbele kayıtları bulunan, güzel hatla yazılmış, önemli hattatlar tarafından yazılmış, âlimler tarafından istinsâh edilmiş ve eski tarihli çok önemli nüshalar bulunmaktadır.

Osmanlı devrinde ulemanın önem verdiği bu kütüphanenin Sultan II. Abdülhamid döneminde başlatılan Devr-i Hamîdî katalogları projesi kapsamında bir fihristi yapılmış ve 1892 yılında basılmıştır. Ayrıca Dr. Mahmud Seyyidoğlu (es-Seyyid ed-Duğaym) tarafından Arapça bir katalog hazırlanmıştır. Kütüphanedeki eserlerle alakalı doyurucu malumat sunan çalışmanın ilk cildinde kataloglama tarihinden İslâm dünyasındaki kadim kütüphanelere dair çok önemli bilgiler bulunmaktadır.


[1] Fatih Camileri ve Mescidleri, haz. Fatih Müftülüğü, s. 357.
[2] Murad Nakşibendî, Mâ Hazar, Süleymaniye Ktp., Mehmed Arif-Mehmed Murad, nr. 260, 43-a.
[3] Eserin müellif nüshası kütüphanededir. (Süleymaniye Ktp., Dârülmesnevî, nr. 402)
[4] Eserin müellif nüshası kütüphanededir. (nr. 1071)
[5] Bursalı Mehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri, I/159. Mu‘înü’l-Vâ‘izîn isimli eserinin de müellif nüshası
kütüphanededir. (Süleymaniye Ktp., Dârülmesnevî, nr. 528)
[6] “Allah’ın, iman edip dünya ve âhirete faydalı işler yapan kullarına verdiği müjde işte bu! De ki: ‘Sizden yakınlığa sevgi duymanızdan başka bir karşılık istemiyorum.’ Kim çaba harcayıp bir iyiliği gerçekleştirirse bu konuda ona daha büyük güzellikler bahşederiz. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır ve iyiliği asla karşılıksız bırakmaz.”
[7] DİA, “Mesnevîhâne Tekkesi”, 29/334.
[8] Süleymaniye Ktp., Dârülmesnevî, nr. 122, 137.

[9] Süleymaniye Ktp., Dârülmesnevî, nr. 470.
[10] ed-Duğaym, Mahmud es-Seyyid, Fihrisü Mahtûtâti Mektebeti Dâri’l-Mesnevî, Sakîfetü’s-Safâ el-İlmiyye, 1. Baskı, 2019, I/51-54.

Enes İnce
Yazma eserler üzerine çalışmalar yapıyor. Yayınevinde editör.