Milletin Sinesinde Sönen Darbe

15 Temmuz gecesi.

Milletin iradesinden rahatsız olan azınlığın, ekseriyetin huzuruna kasteddiği bir gece.

Sayısız şey söylenebilir başlangıca dair:

Aslında hazırlıkları vardı, daha organize olacaklardı, Yüksek Askeri Şura’dan önceki son kozlarıydı, FETÖ planıydı, Ergenekoncuların işiydi, Nato’cu asker ve CIA’nın ortak hamlesiydi vs..

Gerekçe ne olursa olsun, yapılan yanlıştı. Sana bana değil, millete. Dünya coğrafyasında umudu Türkiye olanlara, Müslümanlara, Ümmete karşı yapılan koca bir yanlış.

Dur demek için taştı sokaklar, vatandaşımızla: Laz, Çerkes, Kürt, Türk.. Hatta, muhacir kardeşlerimiz, Suriye’den gelen sığınmacılar da yer aldı ön saflarda, namlulara, tankların topuna karşı..

Polis: Siz olmasaydınız başaramazdık.

Polis araçların yapılan anonslar hemen hemen her ilde duyuldu. Polisle vatandaşın karşı karşıya değil, yan yana oluşuyla vücuda gelen gücü gördü cunta. Bir olunca, bir fikre yani “vatan bizimdir, biz razı olmadan bizden alamazsınız kurduğumuz düzeni” düşüncesine sahip olunca, kısacık zaman diliminde organize oldu milyonlarca nefer, meydanlarda.

Büyüklük O’nda: Dillerde tekbir, Allahu Ekber!

İstisnasız her meydanda,  tekbir sesleri yükseldi semaya. Genç, yaşlı, kadın, erkek, sakallı, şortlu, tesettürlü ya da değil, elinde sigara var olabilir, falan gecede falan günah mekanında görülmüşte olabilirdi. Fark etmezdi. Günahları yüreğindeki imanın üzerini örtmeye yüz tutmuşların kulaklarındaki paslar silindi. İmandan bir cüz olan vatan sevgisi, cûşa geldi imanlı kadroların arasında..

Camiler kışla oldu, Minareler süngü

Her biri birer nefer olan vatandaşların meydanları doldurduğu sıralarda, minarelerde ezan ve sâlâ sesleri yükseldi, süngü oldu saplandı vatan hainlerinin yüreğine. Camiler toplanma mekanları, kışla. Eller açıldı avlularda semaya: “Vatanımıza ihanet edenlere fırsat verme Allah’ım. Ümmetin umudunu sen sefil kılma  Allah’ım.”

Darbe’lerle susturulan ezanlardı eskiden. Bu defa ezanlar durdurdu darbe’yi.

Küfür yobazlarından alındı meydanlar, şimdi ulu hocalarda.

Dün küfür düzenleri bozulmaya yüz tuttuğu için, meydanlara dökülen, devletin ve milletin malına karşı, polise karşı merhametini yitirmiş, ihanetleri gizlemek için “özgürlük” maskesine bürünmüş küfür yobazlarından kimse yoktu meydanlarda. Onların yerini yüreği büyük hocalar, alimler vatan sevgisini canından üstün gören üst düzey devlet görevlileri varlığını ortaya koydu. Bu defa sokaklar medrese talebeleri, genç hafızlarla süslendi. Küçük yavrular, tatlı uykularından uyandırıldı, Kur’an ve dua ile meşgul edilidi, birlik ve dirliğimize kastedenlerin helaki istendi.

Mazlum Asker, Halk, Polis üçgeninde büyük karmaşa.

Henüz 20’sinde. Kandırılmış. Darbe nedir bilmez yiğidim. Çıkartmışlar tanka: tatbikat var. Hainlerin mazlum erleri sokağa dökmek için uydurduğu bin bir yalan. Kimi cesaret edebilmiş emre karşı koymaya, silahını doğrultmamış mazlum halka. Komutanı itaat etmediği için vurmuş mazlumu, hastanede. Kimisi kaçıp teslim olmak istemiş. Biraz hırpalanmış halk tarafından. Kimisi kendini polisin kucağına atabilmiş, “O benim kardeşim, vurmam ben ona, sarılıyorum” diyor asker için. Halka kurşun sıkana, tankla onları ezene gelince, nasıl ruhsuzlaştılar o derece? Söz bitiyor ne yazıkki!

Biz Şehid olmalıyız kardeşim” 

Nice haine dur demekle geçirmiş ömrünü. Mazlumların yanında olmak için koşmuş oradan oraya. Yine meydanda, yine zalime dur demek için iş başındayken, ömür boyu hasretiyle yaşadığı şehadetin kendisini bulan yiğitleri var bu memleketin. Onlar bizim şehidimiz, onurumuz. İftihar tablomuzun baş temsilcileri.. Birisi var hele, daha birkaç zaman önce, dostuna “ biz şehid olmalıyız” diyor. Ve erişiyor kutlu sevdasına..

Unutmadan. Demokrasi için can vermiş değil yiğitlerimiz.. Ezan sesleriyle meydana toplanan halkın huzuru için, inandıkları İslam davası uğrunda huzur dolu günler için şehid oldular. Demokrasi gibi geçici ve kul yapısı, adaletsiz bir sistem uğruna değil!

Küfrün yüzünü buruşturdu milleti yumruğu 

Tek millet olmanın resmi çizildi 81 il meydanında. Silahsızlara sıkılan kurşunların yıldırmadığı kalabalıklar. Dillerinde tekbir var. Namaz vakitlerinde kuruldu saflar.

Gördük inandığımız sırra. Ve gördü iman dolu yürekleri tüm dünya.

Bu topraklar bizimdir. Bize rağmen operasyon yapamazsınız buralarda..

Editör
Musellem.net editörü...