Kızlarını Güzel Yetiştiren [Rufekâü’n-Nebî Fi’l-Cenneti] (06)

Musellem Tercüme Projesi
Eser: رفقاء النبي -ص- في الجنة  (Rufekâü’n-Nebî Fi’l-Cenneti)
Eserden Yapılan Tercüme Numarası: 06
Mütercim: Bilal Uslu

Hz. Peygamber (s.a.v)’in Cenneteki Arkadaşları
(Müellif: Ebu Mâlik Adnan B. Abduh B. Ahmed El-Maktarî)

Kızlarını Güzel Yetiştirenler

عن أنس بن مالك ـ رضي الله عنه ـ قال: قال رسول الله ـ صلى الله عليه وسلم ـ: «مَنْ عال جارتين (بنتين) حتى تبلغا، جاء يوم القيامة أنا وهو. وضم أصابعه

Enes bin Malik (r.a)’dan rivayet edildiğine göre Rasülullah (s.a.v):

“Her kim iki kız çocuğunu yetişkinlik çağına kadar güzelce yetiştirirse kıyamet günü o benimle beraber gelir.” buyurdu ve parmaklarını bitiştirdi.[1]

Yüce Rabbimiz Allah (c.c.), babalara çocuklarını terbiye etmeyi, ahlaklarını güzel yapmak için gayret etmeyi emreder ve “Ey iman edenler! Kendinizi ve ehlinizi ateşten koruyun.”[2] buyurur. Bu ayeti açıklarken Hz. Ali (r.a), “Onların (çocuklarınızın) ilim almalarını ve edepli olmalarını sağlayın” demiştir. Hasan-ı Basrî ise bu konuda “Onlara Allah’a itaat etmeyi emredin ve hayırlı şeyleri öğretin” demektedir.

Amr b. Şuayb (r.a)’dan nakledilen bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: “Çocuklarınız yedi yaşına geldiklerinde namaz kılmalarını emredin. On yaşına geldikleri halde kılmıyorlarsa zorlayın (vurun). -Yedi yaşından sonra- Yataklarını da ayırın.[3] Sahih-i Buharî’de geçen bir hadis-i şerifte Abdullah b. Ömer (r.a)’dan rivayet edildiğine göre Rasülullah (s.a.v):

“Her biriniz çobansınız ve her biriniz güttüklerinizden sorumlusunuz. Yönetici yönettiklerinden sorumludur. Adam, ev ahalisinden sorumludur. Hanım, namusunu muhafazadan ve evladından sorumludur. Köle, efendisinin malından sorumludur… Dikkat edin. Her biriniz çobansınız ve güttüklerinizden sorumlusunuz.”[4]

Bu nakillerden anlaşıldığı üzere, Şeriat, evlatları önemsemeyi, edeplerini ve terbiyelerini güzelleştirmeyi, ebeveynin boynuna yüklenmiş olan bu mesuliyetin yerine getirilmesi için çabalamayı emretmektedir.

Buraya kadar zikredilenlerle birlikte, öyle bir konu vardır ki, özellikle bu hususu vurgulayan başka nasslar sabittir: Kız çocukların haklarına azami olarak dikkat etmek. Kız çocuklarına iyi davranmanın fazileti, onlara sabretmenin kıymeti, cahiliyye dönemindeki uygulamaların reddedildiği, kız çocuklarına eziyet etmenin yasaklandığı, kız çocuğu olduğu kendisine haber verilip hoş karşılamayanın halinin çirkinliğini bildiren birçok dinî nass bulunmaktadır. Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:

Onlardan birine bir kız müjdelendiğinde, öfkelenerek yüzü mosmor kesilir. Verilen müjdenin (kendisine göre) kötülüğünden dolayı halktan gizlenir. Böyle bir alçaltıcı duruma rağmen onu yanında mı tutsun yoksa toprağa mı gömsün! Görün işte, ne kötü yargıda bulunuyorlar!”[5]

Kız çocuğuna verilen bu değerin bir göstergesi olarak Rabbimiz (cc), çocuk vererek insanlara lütufta bulunduğunu bildiren ayet-i kerimede ‘kız çocukları’nı önce zikretmiş ve şöyle buyurmuştur: “Göklerin ve yerin egemenliği Allah’a aittir. O dilediğini yaratır; dilediğine kız çocukları bahşeder, dilediğine de erkek çocukları bahşeder.”[6]

İbn Kayyım el-Cevziyye der ki: “Başka bir açıdan bakıldığında, cahiliye döneminde geride bırakılan ve haklarına riayet edilmeyen kız çocuklarını önce zikrederek sanki, ‘sizin katınızda değersiz sayılan ve arkaya atılmış olanlar benim katımda kıymetlidir ve önce zikredilir’”[7]

Dinler ve medeniyetler tarihine bakanlar, bu hususta araştırma yapanlar, her ne kadar inceleme yaparlarsa yapsınlar, İslam’ın kız çocuklarına verdiği değer gibi değer veren, onların haklarına riayet etmede gösterdiği özeni gösteren, onlara kol kanat gerdiği gibi kol kanat geren hiçbir din ve medeniyetin bulunmadığını göreceklerdir.

Aişe (r.anha) validemiz şöyle buyurmuştur:

“Bana yanında iki kız çocuğu olan bir kadın geldi. Benden yiyecek bir şeyler istedi fakat bir hurmadan başka verebilecek hiçbir şeyim yoktu. Ben de onu verdim. Kadın hurmayı aldı ve ikiye bölüp kızlarına verdi. Kendisi hiç almadı. Sonra kadın ve kızları kalkıp gittiler. Akabinde Allah’ın Rasülü (s.a.v) geldi. Ben de bu durumu kendisine anlattım. Bana: ‘Her kim kız çocuklarıyla ilgili bir zorluk ve imtihan ile karşılaşır da onlara iyi davranırsa, bu hareketi kendisi ile cehennem arasında perde olur’ buyurdu”.[8]

İmam Nevevî, Şerhu’l-Müslim isimli eserinde şöyle demiştir: “Hz. Peygamber (s.a.v), bu hadislerinde ‘ibtila’ (musibet, imtihan) ifadesini kullanmışlardır. Çünkü insanlar kız çocuklarından örfen hoşlanmazlar, kız çocuğu olmasını çirkin görürlerdi.”[9]

Rasülullah (s.a.v)’in kız çocuklarını güzel terbiye eden ve onları yetiştirenler hakkında müjdelediği ‘cennette kendisine komşuluk’ ve ‘cehennem ateşinden korunmak’ mükafatlarının güzelliğine bir bakın! İslam’dan başka hangi şeriatta, hangi medeniyette kız çocuklarının böyle bir nimete sebep olduğunu görebilirsin?!

Rasülullah (s.a.v)’in kız çocukları hakkında buyurdukları hadislerde, daima, onlara iyi davranmanın fazileti, onların yetişmesi için harcama yapmanın kıymeti, onlarla alakalı konularda sabır ve tahammülle davranılmasının bereketinden bahsedilmektedir.

Hafız ibn-i Hacer Askalanî şu hususa dikkat çekmektedir: “Kız çocuklarının yetiştirilmesi onlara ihsanda bulunulması konusunda şart olan İslam’a muvafık olacak şekilde olmasıdır. İslam’a zıt olan, Allah (c.c)’nün emirlerine ve yasaklarına muhalif olan konularda yapılan destek bu hadislerin ifade ettiği manaların dışında kalır.”[10]

Ukbe b. Amir (r.a), Hz. Peygamber (s.a.v)’den şunları işittiğini söylemiştir:

“Her kimin üç kız çocuğu olur da onları yetiştirmeye, yedirmeye, içirmeye ve giydirmeye sabrederse bu ameli kıyamette cehennemle arasına perde olur”[11]

İbn-i Abbas (r.a)’dan naklolunduğuna göre Rasülullah (s.a.v) şöyle buyurmaktadır:

“Bir adamın iki kızı olur da, onlara refakat etmede ve onları yetiştirmede güzel davranırsa cennete girer”.[12]

Ebu Saîd el-Hudrî (r.a)’dan rivayet edildiğine göre Allah Rasülü (s.a.v):

“Kimin üç kızı ve ya üç kız kardeşi olur da onlara güzel davranırsa muhakkak cennete girer”.[13]

Cabir b. Abdullah (r.a) nakletmiştir: Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmaktadır:

“Her kimin yetiştirdiği, merhamet ettiği, ihtiyaçlarını giderdiği üç kadın (kız) varsa cennet kendisine vacip olur.” Bunun üzerine bir adam sordu: “İki olsa olmaz mı ya Rasülallah?” Hz. Peygamber (s.a.v): “İki de olur” buyurdular.[14]

Anlaşıldığı üzere kız çocuklarına yapılan muamelenin sevabı, onların bir evlilik ile veya başka bir şekilde bu ihsan ve ikrama ihtiyacı kalmayıncaya kadar buna devam eden kişiler içindir. Yine de her durumda iyi davranmak hal ne ise ona göredir. Bazı rivayetlerde[15] bir kız çocuğu da olsa aynı mükafatın olacağı zikredilmiştir.


[1] Müslim, no: 2631.
[2] Tahrim Suresi 6. Ayetten.
[3] Ebu Dâvud, no: 495.
[4] Buharî, Nikah, 91.
[5] Nahl Suresi 58-59.
[6] Şura Suresi 49.
[7] İbn- Kayyım el-Cevziyye, Tuhfetü’l-Mevdûd, s.18.
[8] Buhari, no: 1418; Müslim, no: 2629.
[9] Nevevî, Şerhu’l-Müslim, C. 16, s. 170.
[10] İbn-i Hacer Askalânî, Fethu’l-Bâri, C. 6, s. 428.
[11] İbn-i Mâce, no: 3699.
[12] İbn-i Mâce, no: 367.
[13] Tirmizî, no: 1912.
[14] Buhari, Edebü’l-Müfred, no: 78.
[15] İbn-i Hacer Askalanî, Fethu’l-Bâri, C. 6, s. 428.

Bilal Uslu
Müsellem.net yazarı, Müsellem UZEM'de Akâid dersi hocası...