İmâm Abd b. Humeyd ve Müsnedi

Yayınevi: Konevi Yayınları
Yayın Yılı: 2015
Tercüme: Serkan Ünal

Kıymetli bir hadis kitabı daha dilimize kazandırıldı.  Bize de en azından imkanlar dahilinde okuyucuları bundan haberdar etmek düştü.  Aşağıdaki yazı mütercimin esere mukaddime sadedinde kaleme aldığı yazıdır.


Abd b. Humeyd b. Nasr el-Kissî; meşhur müsned ve tefsir sâhibi, ilim yolunda birçok seyahatte bulunmuş, sıkıntılara göğüs germiş, devrinin büyüklerinden rivâyette bulunmuş ve kendisinden de büyük isimlerin rivâyette bulunduğu büyük muhaddîs.

Kaynaklarda asıl adının Abdu’l-Hamîd olduğu, nutkunun kolaylaştırılması için yalnızca Abd şeklinde söylendiği bildirilmektedir.[1] Künyesi Ebû Muhammed’dir. Nisbesi ise el-Kissî ve el-Keşşî diye bilinmektedir. es-Sem’ânî’nin bildirdiğine göre el-Kissî –Kef harfinin kesrası ve Sîn harfinin teşdîdi ile- Mâverâunnehr’de Semerkand yakınlarında bir şehre nisbettir. Ebu’l-Fadl Muhammed b. Tâhir el-Makdisî ise el-Keşşî denilmesi hakkında; bu ismin Cürcân’nın dağ köylerinden biri olduğunu savunmuş ve Arapçaya geçtiğinde Sîn harfiyle yazıldığını söylemiştir.

İbnu Mâkûlâ ise şöyle der: “el-Kissî –Sîn harfiyle- Semerkand yakınlarındaki Kiss’e bir çok kimse nisbet edilmektedir. Bir grup hadîsçi de buradandır. Iraklılar ve diğerleri ise Kef harfinin fethasıyla –Kess- şeklinde söylerler. Belki de bazıları yanılarak bunu Şîn harfiyle söylemişlerdir.” Ardından o şöyle dedi: “Ceyhun nehrini aştım, Buhârâ ve Semerkand’da bulundum ve gördüm ki onların hepsi Sîn harfinin kesrası ile Kiss demekteler.”[2]

Abd b. Humeyd’in, Mâverâünnehir’de bir Türk şehri olan Kiss’te hicrî 170’ten mîlâdî 786-87’den sonra doğduğu ve hicri 249 yılında yine aynı şehirde öldüğü bildirilmiştir.[3]

İmâm Abd b. Humeyd tahsiline memleketinde başlamış, ardından birçok bölgeye seyahat ederek ilim talebinde bulunmuştur. Kendisinden bu yolculuklarından bir kaçıyla ilgili şu söz nakledilir: “İki kere hiç su içmeden çölden geçtim; ama asla susamadım!”[4]

 İmâm Abd b. Humeyd devrinin birçok büyük muhaddisleriyle buluşmuş ve onlardan hadîs rivâyet etmiştir. Bunlar, o isimlerden bazılarıdır: Alî b. Âsım el-Vâsıtî, Muhammed b. Bişr, İbnu Ebî Fudeyk, Yezîd b. Hârûn, Yahyâ b. Âdem, Abdurrezzâk, Ebû Bekr b. Ebî Şeybe, Ebû Dâvûd et-Tayâlisî.

Yine kendisinden, İmâm el Buhârî Delâilu’n-Nubuvve’de muallak olarak, İmâm Muslim, İmâm et-Tirmizî ve diğer birçok hadîs âlimi hadîs rivâyetinde bulunmuşlardır.

Âlimlerin ona olan övgüleri

İbnu Hibbân Sikât’ında onu zikretmiş ve şöyle demiştir: “O (hadîs) toplayanlardan ve tasnîf edenlerdendi.”[5]

İbnu Nukta da Ebû Sa’d Abdurrahmân b. Muhammed el-İdrîsî’nin şöyle dediğini nakletmiştir: “Abd b. Humeyd b. Nasr el-Keşşî, Abd b. Humeyd diye tanınmaktadır. Müsned ve tefsîr sahibidir. Sağlam din otoritelerinden ve güvenilir hadîsçilerdendi.”[6]

es-Sem’ânî şöyle demiştir: “O hadîs toplayıp tasnîf edenlerden kıymeti yüksek bir imâmdır.[7] Yeryüzünün birçok bölgesinden (ilminden dolayı) ona gidilirdi.”

Yâkût şöyle demiştir: “O Müsned sâhibi ve hadîs otoritelerinden biridir.”[8]

ez-Zehebî şöyle dedi: “Güvenilir imâmlardan/otoritelerdendi.”[9]

Eserleri

Kaynaklarda onun birçok eserinin bulunduğu bildirilmektedir. Bunlardan meşhur olanları:

  • et-Tefsîr: İbnu Nukta onun bu eserini et-Takyîd’inde (161), ez-Zehebî, Tezkiratu’l-Huffâz’ında (2/534) zikretmiş, Hâfız İbnu Kesîr el-Bidâye ve’n-Nihâye’sinde (11/4) zikredip “O geniş bir tefsîr sahibidir.” demiştir.
  • el-Müsned: Âlimler onun büyük ve küçük olmak üzere iki müsnedinin bulunduğunu zikretmişlerdir. Bunlardan büyük olan hakkında tafsilatlı bir bilgi bilinmemektedir. Küçük olan ise “el-Muntahab mine’l-Musned”, “el-Muntahab min Musned-i Abd b. Humeyd” veya meşhur adıyla “Musned-i Abd b. Humeyd” olarak bilinen kaynak eserdir.
  • el-Muntahab mine’l-Musned (Müsned’den Seçilmiş Hadîsler): Bu, zikri geçtiği üzere küçük müsneddir. İbrâhîm b. Huzeym eş-Şâşî’nin kitabın musannifi Abd b. Humeyd’den dinlediği kısımdır ve küçük bir cilttir. Meşhur birçok sahâbînin müsnedini içine almamıştır.[10] Yüz elli sahâbeye âit hadîsler bulunmaktadır. Hadîs sayısı nüshalara göre çok az farklılık göstermekte; elimizdeki nüsha ise 1594 hadîs ihtivâ etmektedir. Özellikle senedlerinin âli olmasıyla teveccüh gören el-Muntahab hakkında âlimler şu ifâdeleri sarfetmişlerdir:

İmâm ez-Zehebî şöyle demiştir: “Elimize geçen ‘el-Muntahab’ onun müsnedinden (seçilmiş)dir.”[11]

Yine İmâm ez-Zehebî şöyle demiştir: “Müsnedinden alınan el-Muntahab’ı bize ve küçük talebelerimize/çocuklarımıza âli senedle ulaşmıştır.”[12]

İbnu Hacer de “O elime geçen isnâdı en âli müsnedlerdendir” demiştir.[13]

Serkan Ünal


Dipnotlar:

[1] İbnu Hibbân, es-Sikât, 8/401; Yâkût el-Hamevî, Mu’cemu’l-Buldân, 5/460; Ebu’l-Fadl el-Makdisî, es-Sem’ânî, el-Ensâb, 11/108.
[2] el-İkmâl, 7/175.
[3] Bkz. Diyânet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, Abd b. Humeyd maddesi.
[4] İbnu Nukta, et-Takyîd li Ma’rifeti’r-Ruvâti ve’s-Suneni ve’l-Mesânîd, 2/145.
[5] es-Sikât, 8/401.
[6] et-Takyîd li Ma’rifeti’r-Ruvâti ve’s-Suneni ve’l-Mesânîd, 2/144.
[7] el-Ensâb, 11/109.
[8] Mu’cemu’l-Buldân, 5/460.
[9] Tezkiratu’l-Huffâz, 2/534.
[10] er-Risâletu’l-Mustatrafe, 67.
[11] Siyeru A’lâmi’n-Nubelâ, c.12/235.
[12] Tezkiratu’l-Huffâz, 2/534.
[13] el-Mu’cemu’l-Mufehras, 134.

Editör
Musellem.net editörü...