Türkiye’de Sabataycılık

Lozan Andlaşmasına, Türkiye’de yaşayan Rumların Yunanistan’a, orada yaşayan Türklerin de Türkiye’ye gönderileceği maddesi konulmuştu. Sadece İstanbul Rumları ile Batı Trakya Müslümanları bu mübadeleden muaf tutulmuştu.

Osmanlılar zamanında Selânik dünyanın en büyük Yahudi şehriydi. Oradaki Yahudilerin bir kısmı açık Musevî, diğer kısmı ise Sabataist idi. Bunlar, Balkan harbinden sonra Selânik Yunanistan’ın eline geçtikten sonra da orada kalmışlardı.

Selânik Sabataistleri zengin, okumuş, güçlü bir cemaatti. Mübadele maddesi mucibince Türkiye’ye göç etmek istemediler. Yunan hükümetine ve meclisine dilekçe vererek “Biz her ne kadar zahiren Türk ve Müslüman gibi görünüyorsak da, aslında Yahudiyiz, binaenaleyh mübadeleye tâbi tutulmamamız, Yunanistan’da bırakılmamız gerekir.” dediler. Yahudileri sevmeyen Yunan makamları bu isteği kabul etmedi ve onları da Türkiye’ye gönderdi. Bu mübadele Sabataistlerin kurtuluşuna vesile olmuştur. Çünkü İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanya’sı Yunanistan’ı istilâ etmiş, Yahudileri toplama kamplarına göndermiştir. Sabataistler orada kalaydılar yok olacaklardı.

1924 Türkiye’si Birinci Dünya Savaşı’ndan ve Millî Mücadele’den yorgun çıkmıştı. Ülkenin en değerli evlatları savaşlarda kaybolmuştu. Selânik Dönmelerinin içinde Avrupa ülkelerinde yüksek tahsil yapmış, kültürlü, işbilen, başarılı insanlar bulunuyordu. Bunlar boşlukları doldurmuşlar ve Cumhuriyet Türkiye’sinde büyük rol oynamışlardır.

1920’li yıllarda Türkiye basınında Sabataycılar hakkında hayli yayın yapılmıştır. 1930’dan sonra matbuat (basın), rejim tarafından gemlenmiş, bu gibi münakaşalar da son bulmuştur. 1950’den sonra İslâmî gazete ve dergilerde Sabataycılar hakkında yine yayınlar başlamış, bu mevzuda hayli makale, polemik yazısı kaleme alınmıştır. Çünkü o devirde gazetecilik yapan Necip Fazıl, Eşref Edib, Cevat Rıfat gibi şahsiyetlerin kültürü Sabataycılığın mahiyeti, önemi, Türkiye’nin gidişatı üzerinde tesir ve gücünü anlayacak seviyedeydi.

1970’lerden, 80’lerden sonra Sabataistler hakkındaki yayınlar kesildi. Çünkü Müslüman kesim gittikçe köylüleşiyor, bir gecekondu kültürüne doğru yöneliyordu.

1990’larda Sabataizm konusu cılız da olsa yine tazelenmeye, eşelenmeye başladı. Bunda, Sabataist olan araştırmacı Ilgaz Zorlu’nun büyük emeği olmuştur. Bu zat, Sabataistlerin kendilerinden bahsetmemek, gizli kalmakta diretmek prensiplerine isyan etmiş, mensubu bulunduğu esrarlı cemaat hakkında yaptığı ilmî ve tarihî araştırmaları dergilerde yayınlanmıştır. Yakında da bu konuda bir kitabı çıkacaktır.

Bugün Türkiye’de çok vahim gelişmeler cereyan etmektedir. Bunlardan biri de Sabataycıların ülkenin bir numaralı gücü, lobisi, baskı grubu haline gelmiş olmalarıdır. (Sene 1998) Sabatay Sevi’nin yolundan giden, zahiren Türk ve Müslüman görünen, gerçekte ise Yahudiliğin bir tarikatına mensup bulunan güçlü medyacılar, politikacılar, aydınlar, üniversite Cumhuriyet rejimine kendi damgalarını vurmak, Cumhuriyet’i kendi menfaatleri, emelleri uğrunda vasıta kılmak istemektedirler.

Sabatay Sevi kimdir? Onun peşinden giden Sabataycı cemaatin özellikleri nelerdir? Ülkemizdeki Sabataycıların güçleri nedir? Bu gibi soruların cevabını bütün vatandaşların bilmeye hakkı vardır. Ben bu satırlarımla antisemitizm yapmıyorum, böyle bir şey yapmak da istemiyorum. Ancak, sayıca hayli az olmalarına rağmen gizli bir Yahudi tarikatinin ülkeme hâkim olması gerçeği karşısında benim de bilgiye hakkım vardır. Öğrenmek, bilmek insanın en tabiî hakkıdır.

Bugün Türk medyasının yarıya yakın kısmı Sabataistlerin kontrolü altındadır. Bu basın, hukuka, ahlâka, temel insan hak ve hürriyetlerine, millî menfaatlere, iç barışa aykırı olarak çoğunluğun dinine, din hürriyetine karşı çıkmaktadır. Bu işin öncülüğünü yapan Sabataycılar kimlerdir?

14 Haziran 1998 tarihli Akis gazetesinde Ilgaz Zorlu Bey’le bir sayfalık büyük röportaj yayınlandı. Bu gibi yayınlar esrarlı ve gizli cemaat üzerindeki bilgisizlik bulutlarını dağıtmaktadır. İslâmî kesim, duygusal olmamak, antisemitizm yapmamak, doğru bilgi vermek şartıyla Sabatay Sevi, Sabataycılar, onların bugünkü Türkiye’deki rolleri, güçleri, siyasetleri konusunda devamlı yayın yapmalıdır.

Sabataycılık Türkiye’de bir gerçektir. Öyleyse gündeme getirilmelidir.

Mesela, her Allah’ın günü köşesinde İslâm’a ve Müslümanlara ateş püsküren Dönme yazarın mahiyetini Türkiye halkı bilmelidir.


30.06.1998

Kaynak: Yahudi Türkler yahut Sabetaycılar, Mehmed Şevket Eygi, Tarih Encümeni Yayınları, Sahife: 141-144.

Mollahusrev‘den iktibastır…

Editör
Musellem.net editörü...