Ömer Nasuhi Bilmen’in Hayatı ve Eserleri

Erzurum’un Salasar[1] köyünde dünyaya gelen son devrin önemli âlimlerinden Ömer Nasuhi Bilmen’in doğumu ile ilgili birkaç tarih zikredilsede üzerinde ittifak olan 1883 tarihidir.[2] Annesi Muhîbe hanım, babası zamanın ulemasından Hacı Ahmed Efendi’dir. Aile seyyid ve ulemadan müteşekkil bir soydan gelmektedir. Babası, Ömer Nasuhi henüz büluğa ermeden hac farizasını ifa ederken Mekke’de vefat etmiştir.[3] Babasının vefatı akabinde Erzurum Ahmediyye müderrisi ve Nâkib’ül-Eşref kaymakamı olan amcası Abdürrezzah İlmî Efendî’nin yanına yerleşti. İlk tahsiline amcasının yanında başlayan Bilmen amcasının arkadaşı Erzurum müftüsü Narmanlı-zâde Hüseyin Hâki Efendi’den de dersler okudu. Bu iki alimin vefatı üzerine tahsiline devam etmek için 1906 yılında İstanbul’a giderek dönemin Fatih dersiâmlarından Tokatlı Şakir Efendi’den ve Yusuf Talat Efendi’den dersler okudu ve icazet aldı.[4] Bu sürecin akabinde imtihanını kazanarak Medresetü’l-Kudât’a yani dönemin hukuk ihtisas medresesine girmiş ve burayı 1913 senesinde birincilikle bitirmiştir.[5] Bu tarihten sonra Bilmen bir süre Fatih camii’nde tedrisat faaliyeti ile meşgul oldu. Dârü’l-hilafe medresesinde ve Medresetü’l-Vâizîn’de usûl-i fıkıh ve fıkıh dersleri okuttu.[6] Sahn medresesinde de kelâm müderrisliği yaptı.

İlmi meşguliyetlerinin yanında memuriyet serüveni de Bilmen’in hayatına bu dönemde girmiştir. Fetvahane-i Âlî mülâzımı olarak başladığı memuriyet serüvenine 1915 senesinde Heyet-i Te’lifiyye üyesi olarak oradan 1926 tarihinde İstanbul müftü yardımcısı olarak ve 1960 yılında beşinci Diyanet işleri reisi olarak taşıdığı görevini kendi arzusuyla[7] neticelendirip kendini ilmi meşguliyete vakfetmiştir.

İlmi çalışmaları ve gayreti sayesinde ardında hatırı sayılır bir külliyat bırakan Bilmen’in eserlerinin her biri kendi alanında takdire şayan çalışmalardır. Eldeki verilere bakarak bitişi kronolojik halde sıralandırılan Bilmenin eserleri;

 Eserleri;

 1- İki Şukufe-i Taaşşuk

Ömer Nasuhi Bilmen’in gençlik dönemine tekabül eden 1904 senesinde yazdığı roman tarzı eseri devrin özelliklerini yansıtan aşk hikâyesidir. ‘İki Aşk Çiçeği’ ismiyle halen basılmaktadır.

2- Nüzhetü’l-Ervâh

Bilmen’in yine gençlik dönemi eserlerinden olan Farsça divanı, Bilmen yayınevi tarafından 1968 senesinde neşredilmiştir.[8]

3- Nesâyih-i Kur’aniyye

Fatih ve Süleymaniye camii şeriflerinde verdiği vaazların derlenmesinden oluşan eseri 1928 yılında ilk basımını gerçekleştirmiştir. ‘Kur’an-ı Kerim’den Dersler ve Öğütler’ ismiyle halen basılmaktadır.

4- Büyük İslam İlmihali

1949 senesinde başlayan ve tedrici olarak gerçekleşen ilk neşrinden sonra 1954 tarihinde tek cilt halinde basılmıştır. Ülkemizin tarihinde en çok basıma ulaşan ilmihal olarak rekor bir teveccühe erişmiştir.[9]

5- Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları

Bilmen özellikle Hz. Muaviye (r.a.) üzerinden ashaba karşı yakışıksız ve hakaretvari zuhur eden söylemleri delilleriyle nakzederek sarih bir anlayış ve istikamet tesis etmek gayesiyle 1948 senesinde bu eserini neşretmiştir.

6- Yüksek İslam Ahlakı

Müslümanların Nezih İtikadları isimli eseriyle de yakın bir muhtevada ve hassasiyetin ürünü olarak ahlakın nazarî ve amelî planda faydalarından bahsetmektedir. 1949 senesinde ilk basımı gerçekleşmiştir.

7- Hukûk-ı İslamiyye ve Istılahat-ı Fıkhiyye Kâmûsu

Hukuk alanındaki eğitiminin ve ihtisasının kıymetli bir bakiyesi olan 8 ciltlik geniş çaplı bir çalışma olan bu eser bu sahadaki önemli bir boşluğu doldurmuştur. 1949 tarihinde basılan kamus halen basılmaya devam edilmektedir.

8- Sure-i Feth’in Türkçe Tefsiri

İstanbulun fethinin 500. yılı çalışmaları münasebetiyle hazırlanan eser 1953 yılında basılmıştır. Eserin son bölümlerini oluşturan; ‘İslamiyet’in yüksek mahiyeti ve i’tilası’ ile ‘Fatih Sultan Mehmed’in terceme-i hali’ bahisleri daha sonra müstakil olarak basılmışlardır.

9- Muvazzah İlm-i Kelâm

Bilmen’in Osmanlıca olarak basımı gerçekleşen ilk eseridir. 1955 senesinde ilk basımı yapılmıştır. Yeni ilm-i kelâm havasının hissedildiği eserlerdendir.

10- Tabâkatü’l-Müfessirîn

Eser iki cildden oluşmaktadır ve ilk cildi 1955 senesinde ikinci cildi 1960 senesinde yayınlanmıştır. Bu görüntü dahi Bilmen’in çalışmalarında ne kadar titiz ve aceleci olmadığının bir vesikası durumundadır. 14 tabakada ele aldığı müfessirleri birinci cildde izahlandırdığı usûl-i tefsir bahsinin akabinde tanıtmıştır.

11- Sualli-Cevaplı Dinî Bilgiler

Diyanet reisliği sınavlarına hazırlık maksadıyla tertip edilmiş bir muhteva ile 1959 senesinde basılmıştır.

12- Mülahhas İlm-i Tevhid Akaid-i İslamiyye

Dönemin gereklilikleri gözetilerek tertip edilmiş bir akaid metni görüntüsünde olan eser hassas konulara olan temaslarıyla klasik akaid metinlerinden de ayrılmaktadır. İslam enstitüsünde ders kitabı olma maksadıyla yazılan eser 1962 tarihinden bugüne basımı devam etmektedir.

13- Hikmet Goncaları

Hadis literatüründen derlediği 500 hadis-i şerifi metin, meal ve izah halinde nakletmiştir. 1963 yılında ilk basımı yapılan eser daha sonra aynı isimle ve başka isimlerle basılmıştır.[10] 

14- Kur’an’ı Kerim’in Türkçe Meal-i Âlîsi ve Tefsiri

Bilmen’in Diyanet işleri reisliğinden ayrılmasından sonra yani 80 yaşının zerinde iken 5 yıllık hususi bir çalışmanın neticesi 8 ciltlik tefsiri ilk baskısını 1963 tarihinde yapmıştır. Eserde genel tefsirlerin muhtevasına nazaran ilmi tartışmalara, İsrailiyata ve Arap şiirinden istişhadeye rastlanılmamaktadır.

15- Dinî ve Felsefî Ahlak Lügatçesi

1967 senesinde basılan eserde günlük kullanımdan aşina olduğumuz 770 kelimeyi lügat manaları ve ıstılahi manalarını izahlandırarak aktarmaktadır.

Ömer Nasuhi Bilmen siyasete çok müdahil olmamakla beraber sosyal hadiselerde Müslüman tavrını halka ilan etmekten geri durmayan İslam aydını yönünü daima muhafaza etmiştir. Bu durumun tabii bir neticesi olarak bu kadar çok ve zengin eserlerle beraber ‘Beyanü’l-Hak‘, ‘Sırat-ı Müstakim‘ ve ‘Sebilü’r-Reşad‘ dergilerinde de makaleleri yer almıştır.[11]

12 Ekim 1971 tarihinde yani 88 yaşında İstanbul’da vefat eden Bilmen, Edirnekapı Sakızağacı şehitliğine defnedilmiştir.[12]  Cenabı Hak bu büyük İslam münevverine rahmet eylesin.


 Dipnotlar:

[1] Köyün ismi ile ilgili Salasar hariç Salasur ve Salasor olarak geçen nakillerde mevcuttur.

[2] Diyanet işleri başkanlığı albümünde 1882 olarak kaydedilmişken Vehbi Vakkasoğlu, İhsan Işık gibi araştırmacıların eserlerinde 1884 olarak zikredilmektedir. Oğlu Ahmet Selim Bilmen babasının hayatını anlattığı biyografik çalışmasında da bu tarihi esas almaktadır.

[3] Bilmen, Ahmed Selim – Ömer Nasuhi Bilmen Hayatı-Eserleri-Anılar, syf. 14

[4] Bilmen, Ömer Nasuhi – Tabakatü’l-Müfesirîn, c. 2, syf. 431 (Semerkand yay. çevirisindeki ilave)

[5] Yaran, Rahmi – ‘Bilmen, Ömer Nasuhi’ maddesi, TDA, c. 6, syf. 162

[6] Bilmen, Ömer Nasuhi – a.g.e, c. 2, syf. 431

[7] 1960 ihtilali sonrası göreve gelen Bilmen, Türkçe ezan gibi hassas konularda siyasi olarak kullanlma endişesinden ötürü 10 ay gibi kısa bir müddet zarfında makamını terk etme dirayeti ve hassasiyeti göstermiştir. Yaran, Rahmi – a.g.md, c. 6, syf. 162

[8] Elmalılı, Hüseyin – Şiirleriyle Ömer Nasuhi Bilmen, Diyanet İlmî Dergi, 1998, s. 34, syf. 73

[9] Şimdiye kadar yaklaşık üç milyon adet basılmıştır.

[10] Mavi Lale yayınları tarafından ‘Hadis Günlüğüm‘ ismiyle de neşredilmiştir.

[11] Albayrak, Sadık – Son Devrin Osmanlı Uleması, c. 4, syf. 240

[12] Bilmen, Ömer Nasuhi – a.g.e, c. 2, syf. 432

Melikşah Sezen
Muhasebe ve Finansman öğrt. ile İlahiyat fakülteleri okudu. Bunun haricinde muhtelif hocalardan akaid, kelam ve mantık dersleri aldı.